25 Şubat 2016 Perşembe

NY Times Snow Fall Değerlendirmesi

  Teknolojideki gelişmeler hayatın her alanında olduğu gibi basın alanında da kendini derinden hissettirmekte. Klasik gazeteciliğin sınırlarının belli olması nedeniyle uçsuz bucaksız yaratıcılık imkanı sağlayan dijital gazeteciliğe karşın büyük bir handikap taşımakta. Zira her geçen gün yaşanan teknik gelişmeler, yeni yazılımlar, uygulamalar tasarımla ve yaratıcılıkla pekiştirildiğinde internet haberciliği sunum aşamasında çok büyük avantajlara sahip oluyor.  Hatta haberin, olayın bile önüne rahatlıkla geçebiliyor. 20 Aralık 2012' de New York Times'ta yayınlanan ‘Snow Fall’ http://www.nytimes.com/projects/2012/snow-fall/#/?part=tunnel-creek başlıklı haber ise dijital yayıncılıkta olması gerekenleri oldukça açık, net şekilde gösteriyor. Haberde Şubat 2012'de Washington'da Tünel Creek isimli bölgede , üç deneyimli kayakçı öldüren çığ felaketi altı ayrı bölümle detaylı bir şekilde işleniyor. Hikayenin görsel sunumu, fotoğraflar ,videolar ve grafiklerin sunumu internet yayıncılığında çığır açıcı nitelikte. Net bir şekilde haberin tasarımı ve öykülenişi haberin önüne geçmiştir. Bu haber internet haberinin nasıl olması gerektiğini, hangi yanlışların yapılmamasını, neyin daha çok ilgi uyandırdığını ve okuyucuya nasıl kolaylıklar sağlanması gerektiğini gösteren bir ders niteliğinde.

  
  Anasayfada yani ilk bölümdeki (tunnel creek) karlı GIF son derece sade ve dikkat çekici bir görünümde.Habere konu olan kişiler hakkında fotoğraf ve videoların sayfa içinde verilmesi ve bir tıkla ulaşılmasıda okuyucu için büyük kolaylık. Olayın gerçekleştiği alanın uydu görüntüleriyle dinamik bir şekilde sunulması da dikkati habere toplamamıza neden olmakta.

  2.bölüm olan To The Peak ‘te ise kişilerin profilinin sunulması habere derinlik katıyor. Yine aynı bölümde çığın nasıl oluştuğunu anlatan grafik kendini sonuna kadar izlettiriyor.Kullanılan dilin sadeliği ve aralarda bırakılan boşluklar okuyucuyu dinlendiriyor ve sıkılıp okumamasını engelliyor.




  Bir gazeteye göre çok renkli olan bu yapı içinde bir haberin ağırlığını korumakta ayrı bir başarı. Olay hakkında ayrıntılı ve derinlemesine bilgi verilirken multimedya imkanlarından da sonuna kadar faydalanılmıştır.

  3.bölümde girişte 16 kayakçının fotoğrafları karşılıyor. Kayak parkurunu gösteren fotoğrafta olaya konu olan kişilerin isminin üzerine gelindiğinde güzergahlarını göstermesi olayın anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Yine metin içine gömülen videolar soluklanma için fırsat yaratıyor.Ayrıca isimlerin üzerine gelindiğinde kullanılan bağlantı yoluyla kişiler hakkında oluşturulan slide showlarda fark yaratan bir uygulama olmuş.




  Blur Of White bölümünde 1.bölümdekine benzer bir yapı ve tasarım karşımıza çıkıyor. Genel olarak kullanılan beyaz ağırlıklı yapı 5. Ve 6. Bölümlerde de korunuyor. Discovery (5. Bölüm) de ses dosyaları,videolar ile paralel giden metinde olay okuyucuya hissettiriliyor.

  6.bölüm olan Word Spreads ise çığ felaketinin sonuçlarından bahsetmekte. Burada ilk 5 bölüme göre daha sade bir görünüm gözlemledim. Konunun dramatikleştiği bu bölümde sadelik belki de doğru yoldur.

  Genel olarak tasarımından kazandığı etkileyicilikle haber dikkat çekici bir şekilde sunulmuş. Bölgenin görsel sunumu, konuyla ilgili fotoğraf,video ,ses dosyalarının sunumu ve okuyucunun bunlara kolayca ulaşması bakımından çok iyi bir örnek olduğunu söyleyebilirim. Bu işle alakalı herkes için yol gösterici olacağı oldukça açık.

Karizmatik Golcü 'BATİGOL'


  Gabriel Omar Batistuta. Nam-ı diyar BATİGOL. Günümüzde forvet oyuncularının moda olduğunu hesap edersek son nesil golcülerin en iyilerinden biri olan Arjantinli golcü 1 Şubat 1969’da Santa Fe de dünyaya geldi. Futbolseverlerin hafızasında çok güzel anılar bırakan oyuncu kelimenin tam anlamıyla bir golcüydü. Yetenekleri itibariyle komple bir santrafor olan Batistuta kariyeri boyunca çok kupa kaldıramamış olmasına rağmen oynadığı takımlara her zaman büyük katkı sağlamıştır. Batigol aktif futbol oynadığı dönemin en büyük yıldızları sıralamasında alt sıralarda değerlendirilse de sahadaki varlığı, duruşu, öldürücü şutları ve bitiriciliği, hava hakimiyeti ve bunların yanısıra muazzam karizmasıyla oynadığı dönemin en büyük idollerinden biriydi. Bir bakıma dönemin İbrahimovic’ i diyebiliriz onun için. Nasıl günümüzde Ronaldo ve Messi ön plandaysa ve İbrahimovic klasıyla kendini unutturmuyorsa Batistuta’da oynadığı dönemde buna yakın bir statüdeydi. Maradona’nın birlikte oynarken gördüğüm en iyi forvet dediği ve Pele’nin yaşayan en iyi 100 futbolcu listesinde bulunan Batigol kendini futbol efsaneleri arasına yazdırmayı başarmıştır.Faal futbol kariyeri boyunca birçok gence ilham veren golcü futbolcu belki de en çok karizmasıyla futbolseverleri etkilemiştir. Çünkü Batigol bir erkeğin sahip olmak isteyebileceği çoğu şeye sahipti ve Batistuta ismi o dönemde mahallede futbol oynayan çocukların kullandıkları en yaygın isimdi. Çoğu defa ‘Batistuta ismini ben kullanacağım.’ tartışmasının yaşandığına tanık olmuşumdur.

Kariyerinin başları

  Profesyonel kariyerine 1988 senesinde ülkesinin Newell’s Old Boys kulübünde başladı. Ülkesinin efsane oyuncularından Mario Kempes’e benzetilen genç oyuncu ilk senesinde 3 golde kaldı ve sezon sonu küçük bir takım olan Deportivo Italiano ‘ya kiralandı.Yarım sezon burada oynadıktan sonra Arjantin’in en büyük kulüplerinden River Plate takımına transfer oldu ve büyük bir patlama yaparak 17 gol kaydetti. Sezon ortasında kulüpte yaşanan teknik direktör değişikliği sonucu birden kendini yedek kulübesinde buldu. Batistuta bir sebep yokken bu durumda kaldığını ve nedenini hala bilmediğini söylemekte. Ertesi sezon ise River’ın ezeli rakibi Boca Juniors’a transfer olur ve gol kralı olarak o sezon takımıyla şampiyonluğu kazanır.

  1991 yılında Arjantin Milli takımı Copa America’yı kazanırken kupanın gol kralı olan Batistuta’da bir çok Avrupa devinin dikkatini çeker. Onun yeteneklerinde çok etkilenen Fiorentina kulübü başkan yardımcısı Batistuta’yı efsanesi olacağı Fiorentina kulübüne kazandırır.İtalyan kulübüyle iyi bir başlangıç yapar ve ilk sezonunda 13 gol atar.İkinci sezon 16 gol atar fakat kulübün küme düşmesine mani olamaz.Buna rağmen 1994 Dünya kupasında Arjantin Milli Takımı’nda kendine yer bulur. Arjantin kötü bir kupa performansı sergilerken Batistuta 4 maçta 4 gol atarak takımına en çok katkıyı yapan oyuncu olur. Asıl şaşırtan olay ise Batigol’ün küme düşen Fiorentina’yı terketmemesi ve Seri B de kariyerine devam etmesi oldu. Fiorentina’nın Seri B’yi birinci olarak bitirmesini sağlayan Batigol bu davranışıyla Fiorentina taraftarının gönlünde taht kurar.1994-95 sezonunda lige dönen Fiorentina ile 26 gol atarak gol kralı olur.Fiorentina’nın 95-96 da İtalya Kupası’nı ve Süper Kupasını kazanmasında en büyük pay sahibi olan Batistuta’ nın Floransa’ya heykeli dikilir. 1998’de Arjantin’de yılın futbolcusu seçilir. Aynı yıl Avrupa’da yılın takımına seçilir. 1999 ‘da Seri A ‘nın en iyi yabancı oyuncusu ödülüne layık görülür. 1999’da FIFA Yılın Futbolcusu ödül töreninde üçüncü seçilir.



 Fiorentina sonrası ve kariyerinin son yılları


  1991’de başladığı,taraftarın sevgilisi haline geldiği Fiorentina’dan 2000 yılında ayrılır ve ilk ve tek İtalya Ligi şampiyonluğu yaşayacağı Roma’ya transfer olur.Transfer olduğu sezon 20 gol atar ve Roma’nın lig şampiyonu olmasını sağlar. Bu şampiyonluk Roma’nın günümüze kadar olan sürede yaşadığı son lig şampiyonluğudur. Ertesi sezon Roma, Juventus’un 1 puan gerisinde kalarak şampiyonluğu kaçırı ve 6 golde kalan Batistuta gözden düşer. Yarım sezon daha Roma’da kalır ve ara transferde Inter’in yolunu tutar. Inter formasıyla 2 gol kaydeden Batigol artık futbolunun son dönemlerine gelir. Milli Takım kariyerini 2003 yılında 78 maçta 56 gol gibi yüksek bir gol yüzdesiyle sonlandıran yıldız futbolcu Fulham ile transfer görüşmeleri yapar ama bu transfer gerçekleşmez. Sezon sonu yaşı ilerlemiş oyunculara büyük paralar akıtan Katar’a yolu düşer ve El Arabi takımına transfer olur. Yüksek bir kontratla geldiği El Arabi takımıyla 25 gol kaydeder. Yaşadığı sakatlıkların ardından 2005 yılında futbolu bırakır.

'Ayağımı kes doktor !'

 Sakatlıktan sonra ayaklarında çok şiddetli ağrılar yaşayan Batistuta bir gün yataktan kalkmadığını ve tuvalete gidemediğini ve çok kötü günler geçirdiğini söyler. Doktorundan ayaklarının ampute edilmesini dahi ister. Oscar Pistorious gibi protez bacaklar istediğini söyler. Fakat doktoru bu talebi geri çevirir ve Batistuta bu zor günleri atlatır.
Batigol emeklilikten sonra bir dönem futbol yorumculuğu yaptı. Ardından kendi inşaat şirketini kurdu. Futbol dünyasından uzak kalmasına rağmen hala futbolseverlerin kalbinde derinlerde bir yere sahip.